Her şey ince bir çizgi üstünde ; gerçekler çizgiden yerlere düşüyor.Aynaya bakıyorum,bu yüz tanıdık değil,benim yüzüm değil aynadaki..Bu bedeni sarhoş zamanımda başkasından ödünç almış olmalıyım.Kendi bedenime dair de hiç bir iz yok zihnimde.Sonra bu isim...Bir etiket gibi üstüme yapışmış.Herkes fikir birliği etmiş,beni bu tuhaf isimle çağırıyorlar. Silkeliyorum ,gitmiyor bu yabancı isim üzerimden.Her şey yapış yapış. Duvarlarda ,eşyaların üzerinde gözler var;birileri unutup gitmiş.Onca zaman bu evde yaşamış olamam ben.Ben sevmem bu rengi.Eşyaların hepsi bana saldıracakmış gibi.Onlar da yabancıladı beni.
     Bir yürek duruyor merdivende;yanına gitsem dokunamam,birini arıyor,sahibi aceleyle giderken düşürmüş olmalı onu.Yokluğunu şimdiye dek çoktan farketmiştir.
      Daha önceden bilmediğim acılarla yüzleşiyor alışık ve tanıdık olmadığım ama kendimi içinde bulduğum bu beden.Acıların kaynağı çok cömert.Kaçıp gitmek istiyor ,basamaklardaki sahipsiz yürek..
      Kulaklarımda sesini tanımadığım çığlıklar kalmış,içimi kemiriyorlar.Yalanlar damlıyor tavanlardan;onları sığdırabileceğim hiç bir şey yok ortalıkta..Yalanlar yere düşüp etrafa yayılıyorlar,ayaklarımın altı hep yalan.
      Yeryüzünde benden ve içine sindiğim bu bedenden başka kimse kalmamış gibi.Bu uçsuz bucaksız yalnızlığın,ruhuma çöreklenen karanlığın,öfkeli acıların,diş bileyen eşyaların,merdivende sahibini arayan yüreğin açıklanabilir nedenleri olmalı.
       Hiç bir şeyin sonu yok gibi değil bu.
       Düşüp parçalanıyor gerçekler.
       Gelip biri  şu yüreği  alsın ayaklarımın dibinden..
       Her şey şimdi başlıyorsa eğer,
       Ben yokum...
       ......................................
       ............................
       ....................
       .............
       .......
       ...
       .


0 yorum:

Yorum Gönder