siz siz olun üzerinize vazife olmayacak durumlarda ,yapmakla yükümlü olmadığınız  hallerde bile fedekarca davranmayın sakın. karşılığında bırakın  allah razı olsunu,teşekkürü saçma sapan nedenlerle sizi üzebilirler.hatta ve hatta kendi yaptıkları hataları siz onlara yansıtmadan onlar size çamur gibi sıçrayabilirler.yani "minareyi çalan kılıfını hazırlar " atasözü tam da yerinde olur bu   ihanet için.boşuna dememişler "tecrübe,insanın hayatta yediği kazıkların toplamıdır " diye.bu gibi durumlarda yapılabilecek en güzel şey ;her şer de bir hayır vardır diyerek ,tevekkülün tadını çıkarmak.zira ; kişilerin hayatınızda ki  sıralaması değişmiştir.ve buna neden olan saçmalık siz farkına varmadan , kime güvenip,kimi seveceğinizi hatta ve hatta kime yardım edeceğinizi bir kere daha düşünmenize yardımcı olmuştur..hayatınızda az ama öz olunacak insanlara yer vermenizi tavsiye ediyorum.kendisi için bile bir şey yapmaktan aciz insanlar yer tutmasın gönlünüzün defterinde.unutmayın  hep kendinden vermek,fazlasıyla mütevazi olmak  bazen art niyetli insanlar tarafından amiyane tabirle "kullanılmanıza" neden olabilir.ve bir kere affederseniz  bir çok kez daha affetmek durumunda kalabilirsiniz..
İnsanlar vardır;
Gelip geçerler hayatlarımızdan..
Kimi hiçbir iz bırakmaz ardından,
Kimi hafifçe okşar ruhumuzu,
Kimi de hüzün bırakır ardından..
İnsanlar vardır;
Usulca sokulurlar içimize,
Sonsuzcasına orada kalsın isteriz..
Bazıları serap gibidir,
Yokluğunda hayalleridir gerçeğimiz...
İnsanlar vardır;
Su gibi aziz, su gibi duru..
Konuştukça su olur akarlar kalbimize,
Kan gibi, Can gibi, Canan gibi...
İnsanlar vardır;
Işığı sönmüş yıldızlar gibi çaresizdirler.
Açtın mı kollarını,
Kalbine doldururlar ışığı..
İnsanlar vardır,
Soğuk duvarlar misali
Gülümsemenin sıcaklığını bilmezler,
Bilseler de sevmezler...
İnsanlar vardır,
Gelip geçerler hayatlarımızdan
Kimi depremlerle gider,
Kimi fırtınalarla…
Ben kalanlardan yanayım.
Gitmeyenlerin sadakatini ve sabrını severim,
Sarılıp bırakmayanların sıcaklığını...

Şems-i Tebrizi.



 
Duramadığın duraklarda darmadağın oluyorsun. Şehir hareket ediyor sanki ! Son tren, son otobüs, hepsi yoluna sensiz devam ediyor... Ayrılık arası veriyorsun gidemediğin her yerde. Ve her şarkıda, her nota arasında, bir notayı daha kurban ediyorsun. Sol anahtarın açmıyor yüreğini. En alt seslerden söylüyorsun şarkılarını... 

vurdum duymaz görünmek hiç kolay değil... Vuruyor aslında en mahrem dediğin yerlere ve içinde yıkıntılarla yaşıyorsun. Umarsız haykırışlara dönüyor çığlıkların. Acı yüreğine sızıyor, bir ayyaş gibi bilinçsiz, düştüğün yerde kalıyorsun. Ayağakalkma çabaların çaba göstermiyor. Hiç bir yalnızlık ise insana can vermiyor. 

Alışkanlık derecesinde kayboluşlar yaşıyorsun...Yaşadıkların ise yaşayamadıklarının en büyük kanıtı oluyor. Geçtiğin her zaman geçemediğinde birikiyor. Biriktirdiklerin senden kaçarcasına uzaklaşıyor.

http://bulutagaci.blogspot.com/2013/10/hediye-cekilisi-3-takipcime-hediye.html?spref=bl